Kiriş, tekne bağlamında, bir teknenin ya da geminin en geniş noktasındaki maksimum genişliği veya genişliği ifade eder. Bu ölçüm genellikle teknenin bir yanından diğerine dik bir açıyla alınır, teknenin genel uzunluğu veya şekli ne olursa olsun. Kiriş, tekne inşasında kritik bir boyuttur çünkü genel stabiliteyi, deniz kabiliyetini, hız kapasitesini ve geminin iç alanını etkiler. 'Kiriş' terimi, 'ağaç' anlamına gelen eski İngilizce 'bēam' kelimesinden türetilmiştir. Gemi inşaatında bu terim, geminin çerçevesinin ana kerestelerinden birine atıfta bulunurdu, böylece geminin plakaları üzerine sabitlenmiş ve efektif olarak geminin maksimum genişliğini tanımlamıştır. Günümüzde, bu terim yalnızca teknenin en geniş bölümüne atıfta bulunur.
Örnek
1. Lüks yatın, geniş iç mekanlar ve güverteler için izin veren etkileyici 20 feetlik bir kirişi vardı.
2. Küçük balıkçı teknesinin suyun üzerinden hızlı ve düzgün bir şekilde hareket etmesini sağlayan sadece 5 feetlik bir kirişi vardı.
3. Oldukça uzun olmasına rağmen, yarış teknesinin hız ve çevikliğine katkıda bulunan sadece 8 feetlik şaşırtıcı derecede dar bir kirişi vardı.
4. Vintage ahşap sandal, rahat ve stabil bir seçenek olan cömert bir 6 feetlik kirişle övünüyordu.
5. 25 feetlik geniş bir kirişi bulunan ticari feribot, güvenli bir şekilde büyük sayıda yolcu ve araç taşıyabilirdi.
İlginç bilgi
'Kiriş' terimi, denizcilik terimleri bağlamında, teknenin en geniş genişliğine atıfta bulunduğunu biliyor muydunuz? Bu terim, 'ağaç' veya 'ahşap direk' anlamına gelen Eski İngilizce 'bēam' kelimesinden türetilmiştir. Daha geniş bir anlamda, aynı zamanda bir gemiyi veya tekneyi simgeliyor, böylece 'kirişin' bir geminin stabilitesi için önemini belirtiyor. Teknenin kirişi, sadece stabilitesini belirlemez, aynı zamanda hızını, yüzme kapasitesini ve taşıma kapasitesini de etkiler. Bir teknenin kirişi ne kadar geniş olursa, o kadar stabil olur. Ancak, bu, su üzerinden hareket ederken daha fazla sürükleme olabilir, hızı azaltır. Bu yüzden deniz mimarları, bir teknenin kirişini tasarlarken stabilite ve hız arasında doğru dengeyi sağlamalıdır, bu da deniz tasarımında esas bir özellik haline getirir. Denizcilik bağlamında böyle basit bir terimin ne kadar çok anlam taşıyabileceği ilginç değil mi?